Tapusu Başkasının Adına Çıkmış Tarlanın Tapu İptal Davası
Tapusu Başkasının Adına Çıkmış Olan Tarlanın Tapu İptal Davası ile geri alınması için açılması gereken davalar. Av. Özge Altun bazen vatandaşların kullanımı ve eli altında olan bir tarla, bahçe, arsa ve ev gibi gayrimenkullerin tapusunun başka birinin üzerine çıktığı, kadastro tespiti ve ilanlarından haberdar olmayan vatandaşların genellikle miras paylaşım sırasında haberdar olduğunu bu nedenle de tapu iptal davası açılmasının gerekebildiğini belirterek bazı açıklamalarda bulundu.
Yıllardır babanızın veya dedenizin ekip dikme yoluyla kullandığı bir tarlanın tapusunun başka birinin adına olduğunu öğrendiğinizde ne yapacaksınız? Özellikle köylerde isim benzerliği nedeniyle yaşanan karışıklıklar ileride hak kaybına neden olabilmektedir. bu konuda tapu iptal ve tescil davası açmak zorunluluğu doğabilir. Dava açarken de Hak ve alacaklarımızın dava boyunca güvence altına alınabilmesi ve dava sonunda infazın sağlanabilmesi için davalılar adına kayıtlı gayrimenkul üzerine İHTİYATİ TEDBİR konulması gerekebilir
Uyuşmazlık konusuna ilişkin olaylara örnek bir olay üzerinden yaklaşmak gerekir ise;
Genellikle aile büyüklerinin vefatından önce tarla sahipleri kullandıkları tarlanın başkasının adına olduğundan habersizdir. Ancak miras olarak devir alınacağı zaman bu durum ortaya çıkmaktadır.
Özellikle köylerden ayrılıp il ilçe Merkezinde yaşadığı ve burada sigortalı bir işte çalıştığı için, miras olarak kalan tarlasını uzun bir süre mal sahibi adına; başkaları tarımsal amaçlı kullanmaktadır.
Bazen kişiler miras kalan tarlasını satmak istediğinde devir işlemleri sırasında tarlanın başkasının adına kayıtlı olduğu öğrenilmektedir.
Oysa ki; kişiler tarafından o güne kadar, sahip olduğu gayrimenkul kayıtları içerisinde, dava konusu tarlasının tapunun da bulunduğunu bilinmekteydi. Bu nedenle, sorunu anlamak amacıyla; kişiler ilk önce e-Devlet üzerinden adına kayıtlı gayrimenkullerin tapusunu alarak, ilgili tapu müdürlüğünden araştırma yapmalıdır.
Bazen araştırma sonucunda kendisine ait gayrimenkul kayıtları içerisinde yer alan tapu kaydının; aslında kendisine ait olmayan başka birinin ekip diktiği tarlanın tapusu olduğunu, gerçekte kendisine ait olan ve halende eli altında kullanımında bulunan tarlanın ise başkasının adına tescilli ve kayıtlı olduğu öğrenilmektedir.
HAL BÖYLE OLUNCA, MÜVEKKİL; KENDİSİNE AİT OLMADIĞI HALDE, GAYRİMENKUL KAYITLARININ İÇERİSİNDE BULUNAN TARLANIN TAPUSUNU, GERÇEKTE KENDİSİNE AİT OLAN TARLANIN TAPUSU SANARAK. YOLSUZ TESCİLİ KESİNLİKLE FARK ETMEMEKTEDİRLER.
Bazen yapılmış olan yolsuz tescili karşı tarafın mirasçıları da kabul etmektedir. Bu yüzden; tarlanın tapusu yanlışlıkla başkasının adına çıktıysa da, bugüne kadar ne adına tapu çıkan kişi, ne de mirasçıları tarafından, bu tarla, hiçbir suretle kullanılmamaktadır.
Bu şekilde yapılan yolsuz tesciller nedeniyle gelecek yıllarda olabilecek ölümler neticesinde, mirasçı sayısının daha da artacağı gerçeği göz önünde tutulduğunda, ham sahibinin tarlasının kendisine devrinin hiç mümkün olamayacağı olası bir ihtimaldir.
Yapılan yolsuz tescil; kişilerin büyük mağduriyetine yol açacağı gibi, kişilerin devlete, adalete olan güven ve saygısını da sarsabilmektedir. Ayrıca yasa koyucunun amacının gerçekten iyi niyetli olan mağdur kişiyi korumak anlamına gelen İyi Niyet Karinesinin mağdur kişiler lehine uygulanması gerektiğini düşünmekteyiz.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından 19.11.2015 tarihinde 2014/10869 E., 2015/13384 K. sayı ile verilmiş olan kararda:“Bilindiği ve hükmüne uyulan bozma ilamında değinildiği üzere; tapu sicilinin tutulmasına hakim olan ilkelerden biri de illilik, yani tescilin hukuki sebebe bağlılığı ilkesidir. Türk Medeni Kanununun 1025.maddesi uyarınca tescile dayanak hukuki sebep geçersiz ise tescil de geçersiz olur. Öte yandan resmî belgeler (resmî senet, mahkeme kararı ve diğerleri) Tapu Sicili Tüzüğünün 7.maddesinde sicilin ana unsurları arasında yer almıştır. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca, tescile esas teşkil eden hukuki işlem; yasanın öngördüğü şekle uygun olarak yapılmamışsa, tescilin dayanağı olan belgeler sahte veya usulsüz olarak düzenlenmişse veya hiç düzenlenmeksizin tescil işlemi yapılmışsa, işlemin yolsuz tescil niteliğinde olacağı, malikin ya da Tapu Müdürlüğünün talebi ile her zaman düzeltilebileceği kuşkusuzdur.” şeklinde belirtilmektedir.
Yargıtay Kararı – 1. HD., E. 2014/8060 K. 2015/8321 T. 4.6.2015. “Hal böyle olunca, taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazları kimin hangi tarihten beri ne şekilde kullandıkları, temlik tarihinde davalıların alım güçlerinin olup olmadığı, davalıların edinimlerinden sonra taşınmazlarda tasarruflarının bulunup bulunmadığı, tasarruf etmiş iseler hangi tarihten beri ne şekilde tasarruf ettikleri konusunda mahalli bilirkişilerin ve tanıkların etraflıca beyanlarının alınması, yine davalıların alım güçleri konusunda zabıta araştırması yapılması, öte yandan davalıların taşınmazları satın aldıkları dava dışı Ş.. K.. ile H.. G.. ile ilgili Kayseri 2. Ağir Ceza Mahkemesi’nin 2012/50 Esas, 2012/235 Karar sayılı kararının kesinleşmesi beklenerek anılan dosyanında evrak arasına alınması, toplanacak delillerin, toplanan deliller ve Kayseri 2. Ağir Ceza Mahkemesi’nin 2012/50 Esas, 2012/235 Karar sayılı dosyasında toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” Şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Ayrıca konuyla İlgili mevzuat hükümleri incelendiğinde; “TMK İyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı Madde 1024- “Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” Hükmü ile
Aynı kanun “Yolsuz tescilde Madde 1025-Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır.” Hükümlerinin mevcut olduğu görülmektedir.
Sonuç olarak hukuken geçerli bir şekilde yapılmayan ve bu nedenle de hukuki bağlayıcılığı bulunmayan tescile “yolsuz tescil” denildiği, yolsuz tescil sebebiyle de bazı kişilerin hakkının elinden alındığı bir gerçektir. Yolsuz tescile dayanan tapu iptal ve tescil davaları nitelikleri gereği herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmadığı değerlendirildiğinde; özellikle bir şahsa ait iken, sehven başkasının adına yapılmış olan tescilin ve tapu kaydının iptal edilerek, gerçek sahibi ve kullanıcısı olan kişi adına tescil edilmesi ve tapu kaydının çıkarılması amacıyla bu davayı açmak gerekebilmektedir. Yolsuz Tescil Davaları Av. Özge Altun, Tapu İptal Davaları Av. Özge Altun, Başkasının adına çıkmış tapuyu İptal Davaları Av.Özge Altun
Av. Özge Altun
Telefon: 0 530 910 84 11
Adres: Yener Ulusoy Bulvarı No: 19 Yunus Emre Apt. Kat 3 Daire 24 Muratpaşa/Antalya
Yorum gönder